İllim ek Teffekür biç

Tuesday, November 24, 2020 0 comments

Bugün 24 Kasım öğretmenler günü. Saygı değer öğretmenlerimiz, bizleri anne ve babamızdan sonra yetiştiren değerli insanlardır. Her meslek de olduğu gibi mesleğini hakıyla yapan, yüreğini veren, ufkumuzu açan, ve hayattan bir pencere açan öğretmenlerimize ithafen anmak istiyorum.


Mesleğini yüreği ile yapan ile yapmayan bir olmaz. Öğretmeden öğretmene illetişim ve etkileşim de çok fark oluyor. Kimi yolumuzu kesiyor, kimi yolumuzda durduğu oluyor, kimi yolumuzu açmamız için fırsatlar tanıyor. Bizlere rehber ve yol gösterici oluyor. Bilgimizi ve yeteceğimizi nasıl kullanacağımızı öğrenmemizi sağlıyor. Okumak isteyip, pes etmeyip azimle kendi çabalarımızla biryerlere gelmeye çalışan ve engelleri aşanlar bir yerlere geldiler. 

Psikoloji öğretmenimiz, bilgi güçtür bugün daha güçlü olmak gereklidir derdi. Ne kadar bilgili olursak okadar güçlü sayılırız. Neden Batı sadece Batı literatürü ile eğtim veriyor diye sorgulamamızı sağladı. Sonra öğrendim ki güç kavramı, her devlet kendi varlığını sürdürmek ve küresel sistemde kendine yer edinmek için güvenlik ve güç arayışları içerisine girmektedir. Potansiyel güç unsurlarının güce dönüştürülmesi ve sahip olunan gücün nasıl bir şey olması gerektiği konusunda farklı görüşler ileri sürülmektedir. 

Joseph Nye’a göre güç hava durumu gibidir; yani herkesin hakkında konuştuğu ancak çok az insanın işleyiş mantığını anladığı bir kavramdır.

Morgenthau, gücü; hem bir ilişki türü, hem uluslararası politikanın en temel amacı, hem de amacın gerçekleştirilmesi için bir araç olarak tanımlarken; Holsti bir ülkenin sahip olduğu imkân ve hareket kabiliyetini ödül, ceza, ikna ve zorlama gibi yöntemler kullanarak karşı tarafın davranışlarını kendi çıkarları doğrultusunda değiştirebilmesi olarak tanımlamıştır. 

Güç sadece A devletinin B’yi herhangi bir şey yapmaya zorlaması değil, aynı zamanda B’nin bir şeyi yapmaya devam etmesini veya yapmamasını sağlaması da olabilir. Dolayısıyla gücün bu anlamda bir süreklilik ifade ettiği görülmektedir. Bunun da ötesinde A devletinin etkisiyle onun istediği davranışı gösteren B’nin bu tutumu, A’nın davranışını da B’nin çıkarları doğrultusunda değiştirebilir. Dolayısıyla etkileşim sadece tek yönlü değil çok yönlü olarak da gerçekleşebilir. 

Ayrıca güç bir devletin uluslararası angajmanıyla da ilgili bir durumdur. Bir devletin uluslararası sisteme angajmanı arttığı ölçüde diğer devletlerle ilişkileri artacak ve diğerleri üzerinde bir etkiye sahip olması söz konusu olabilecektir. Aksi halde ilgili devletin sahip olduğu kapasite, kullanılmayan veya diğerleri üzerinde herhangi bir etkiye sahip olmayan bir kapasite olarak kalacaktır.

Bizim inancımız ve değerlerimiz de Herşeyi san'atla yaratan; güç, kuvvet, iktidar sahibi Allah. Gücü veren de o alan da o. Kimi zaman insanın Derman, tâkat, güç, kuvvet ile de ölçülür. Bir insan sabır ediyorsa, tevekkül ediyorsa güçlü sayılır. 

Eşsiz, harika güç, harika bir işi yapabilme kudretini veren de Allah alan da Allah. Bu bilinç de olmak ve yaşamak gerekir. Kimse güçü, mevkisi, eğitimi ile övünmemeli. Allah isterse bir sebep ile bu güçü alır bizden. Var edip yok eden güç, sebep olan Rabbimiz. Kullara âit sınırlı olan güç ve kuvvettir. Bütün varlıkların idaresi ve terbiyesi elinde olan Cenâb-ı Hakk'ın güç, iktidar ve iradesidir. Herşeyi san'atla yaratan; güç, kuvvet, iktidar sahibi Allah’dır. İnsanlar da, Hayvânî güç, duygu, İnsanî güç, kapasite, Mânevî güç, moral, Ruhî güç, ruhsal güç ve Güç, takat, kudret. Mükemmel güç, kıvam ve zirvesinde olan güç. Zor, güç, zorlaştırılmış vardır. Hayat ve eğtim, iş bir sınavdır aslında asıl olan insanın Mayasıdır. İnsan sınava sokan güç bunlardır:

*  Para, mal.

*  İktidar, güç,

*  Bilgi vs. 

Yurtdışında azınlık da olmamızdan dolayı söz hakkımızın olması adına kalemimizi konuşturmamız ve ön planda durmamız icin demokratik platformlarda herzaman durmamız gerekmektedir. Doğru, dürüst ve   güzel niyetle yapmak gerekir. Kimi bu karakterlerden taviz verip birilerine yaranmaya çalışır. Asıl olan Allah için doğruyu eğriyi konuşmaktır ve yazmaktır.

Geri planda durarsak bizi görmeyip kendi kafaların da yorumlar yapmaya devam edeceklerdir. Kendi dilimizi, inancımızı, değerlerimizi, özbenliğimizi  bilmemiz ve tarihimizden nerden geldigimizi unutmamak önemlidir. Yunus Emre nin dediği sözler gibi. "illim illim bilmektir. illim kendin bilmekir, eger sen kendin bilmesen ya nice okumaktir".

Tarihini bilmeyen, aslini bilmez ve iki kültür arasında bocalar durur. Gecmisini bilmeyen gelecegini bilmez derdi tarih öğretmenimiz. Ana dilini öğrenmeyen de diğer dilleri öğrenmek de zorlanırlar. Anlatığım gibi her meslek de olduğu gibi eğtimcinin hayırlısı da olur harirsizi da. Destek olanı da köstek olanı da. Allah doğru dürüst ve emegini insan´i yolda olanlardan  karşılaşmayı nasip etsin.

ilim, irfan sahibi olmamıza vesile olanlar, insan´i ve suurlu nesiller yetiştiren bütün öğretmenlerimizin öğretmenler gününü saygı ile aniyorum. Hz. Ali:  "Bana bir harf öğretenin 40 yıl kölesi olurum". Ne manalı ve vefalı bir söz.  Son olarak da Türkiye de Şehitlik mertebesini alan şehitlerimizin de mekanları cennet olsun. Ailelerine de sabırlar diliyorum.  

Fadime Bayhan

0 comments: