Marifet ve yeteneklerimizin yolunu acik tutmak ve kisitlamamak bizim elimizdedir. Duygularimiz ve düsüncelerimiz bizi harekete gecirmektedir. Duygularimiz aklimiza fikrimize bazen olumlu bazen olumsuz sinyaller verir. Olumsuz veriler bizim hareketlerimizi kisitliyacaktir. Yetenek ve kabiliyeterimiz kisitliyan öncelikle kendimiz ve daha sonra sosyal faktörlerdir. Eger olaylar ve durumlar karsisinda engellere karşilasiyorsan ozaman yolunu farkli yolla hedefine ulasmak icin mucadele etmek gerekmektedir. Ôncelikle kendine inanmak ve inancini kaybetmemek cok önemlidir ve elbetteki hedefodakli olmak da önemlidir. Hedefine herhangi bir engel karisinda risk plani yaptiysan onu uygulamak eger yapmadiysan da hedefini farkli yollarla ulasmaya calismak gereklidir.Kötü olan da kendi kendimizi kisitlayip engelemek ve olumsuz duygularin esiri olmaktir. Sosyal faktörler deki olumsuz hissiyat ve duygular ve düsünceler, yada herhangi birinin sizi engelemesi sizin yollunuzu kesmemesi gerekir.
Yeterlilik hissine kendi öz benligine saygi duymakla baslar, bu da özgüvenli bireyler yetistirmenin önemini vurgular. Bu seviyeye ulasabilmekde inanc ile baslar. Inanc bizim Kapimizdir. Anahtari ise bu yolda haraket ederken tevvekül , sabir, dua etmeyi unutmamak gerekir. Duygularimizi kontrol etmek de bizim ellimizdedir. Olumsuz düsünmemeye calisip ona göre haraket etmek bizim yolumuzu ve ufkumuzu acik tutacaktir. Niyetimizin salih ve iyi niyetli olmasi insanlik acimizdan degerli olacaktir. Gerektiginde de kanaat edebilmeyi de bilincinde olmamiz bizim istedigimiz hedefe ulasmak icin tevvekül etmemizide sagliyacak ve zamanla usanmadan bikmadan ciktigimiz yolda ruhumuzu zihnimizi duygulairmizi ve bedenimizi harekete geciren anahtar bunlar olacaktir
Illetisim devrinde sosyal baglarin ne yaziki köreldigini görüyoruz. Insanlar yan yana sohbet ederken bile telefon, ipad ile zaman geciriyor. Eskisi gibi gencler gözlerinin icine bakmiyor, illetisim de cözüm odakli olmak yerine tartismak yerine tahaamülsüz ve cabuk alinan yada kavga edebilen bireylerin cogaldigi görünebiliyor. Deger algilarimizin degisime ugramasi dünya devamli degisim icinde olmasi insan kisiliklerine de yansiyabiliyor. Bu durum aklimizin, kalbimizin, nefsimizin egtiminde degerlerimizin degisime ugramasi bizlere yeni cagdaki genclere bu degerleri hatirlatmak düsüsyor. Deger paylasimlari onlar icin fitratlarinda, benliklerinde deger katacak ve gelisimde olan gencler icin hamdim yandim pistim durumuna gecme yollunda bu degerleride bir flitre gibi benliklerinde sirt cantalarinda tasiyacakar. Bu deger paylasimlari, empati kurmaya ve diyergamlik hissiyatini yitirmiyecegini düsünüyorum. Yeter ki degerlerimize sahip cikip yolumuza tas dösemiyelim..
Eskiden dijital ve teknolojik ürünler de cok kablolar kullanilirdi simdi bu kablolar bir kabloya düstü yani okadar isi yapabilen kablolarin kalabalik ve karmasik görünümü gelecekteki ürünlerde bir kablo ile ürünü işletebiliyorlar iste biz insanlar da kendini İşlevselci Yaklaşım ile ic gözlem yapabilmeye sahiplerdir. Yani belirli olaylarda yapısalcı yaklaşım ile Duygu düsünce ve algilarin süzgecten gecirip rappor etmesi buna da iç gözlem (içe bakış) yöntemi diyebiliriz.
Bu da metabilişim yetenegi isteyen bir durumdur. Osmanli zamanin da insanlari yeteneklerine göre görev verilir ve ona göre yetistirilirmis.
Bizler de yetenegimizi kesf etmeliyiz. Kendimizi kisitlamamaliyiz yenilikci ve girisimci ruh olmak zamanin önemli bize bicilmis bir kaftandir. Sunu da unutmuyalim ki bir mertebeye ulasmak isteyince de tevazu göstermemiz gerekmektedir. Böbürlenmek, kibirlenmek, yada bilgiyi menfaat üzerine kullanmak ne bu dünya da ne de ahirete bize yeterlilik sahibi vermez. Marifet ve yetenek bilgini dogru yollarda kullanmak ve insanlari esit sekilde sevmek ve hayvanlari sevmekle ve mannevi algilarini acik tutmakla baslar. Bizler unutmayalim ki Marifet sadece bu dünya icin degil ahiret icin de marif düsünceli, kabiliyetli, becerisini dogru yolda kullanmakla baslar. Insan beser dir sasar biliriz bunun icin mürsidi olmasi lazim insanin mürsidi olmayanin mürsidi seytan olabilme ihtimali vardir. Bu yüzden bizler bilgili insanlarla yollumuzu cizeriz, bunlar bazi insanlar icin mürsidler olur bazi insanlar icin danismanlar, rehberi, ögretmen, pedagog, insan illiskileri ile calisan insanlardir.
Yeteneklerimizi de degerlerimize uygun alcakgönülülük, gösterisizlik , yalinlik ve bir mevkiye gelince kibirli olmamak dogru bir yol olacaktir.
Yenilikci ve girisimci insanin marifeti dürüst olmak, rüsvet yememek, yalan söylememek, adil olmak, kibirli davranmamak, zekaat vermek, paylasmak, yardimlasmak, menfaat ugruna insan satmamak. Yani kisacasi bu degerleri kaybetmemek ve maanevi yönde insanlara da acik görüslü, esit bakmak ve sosyal illetisimde bulunmak o insanin ruhunun desifresini bilmek lazim.
Bir yolla gidecegimiz vakit su serpmeleri gibi, tez zamanda gidip gelmemiz icin uygulanan bir durumdur. Bende marif davanizda yeteneklerinizi kücümsemeyin ve Allah yollundan sasmayin isterim. Bu bizim icin KARZ-I HASEN yani ALLÂH’A GÜZEL BİR BORÇ olacaktir.
Hz. Mevlana sözü ile dizelerime son vermek istiyorum: Duygu aklin esiridir, fakat bil ki akil da ruhun esiridir.